4 Ocak 2013 Cuma

volüm

bir gün gelecek de yolda falan karşılaşacagız diye aklım cıkıyor. düşünüyorum; sokakta gidiyorum vitinlere baka baka. sonra önüme dönüyorum gayrıihtiyari bir de bakmışım ne göreyim. karşıdan geliyor. nabız anında bin beş yüz, ter bezleri alarma geçmiş, nefesin bilmediğin bir yerlerine kaçmış, beyin her zamanki faaliyetlerini hatırlayamıyacak durumda. dünya eli yavaş bir dj in müziği yavaşlatması gibi ağır çekimde ilerliyor.aklımdan o 9 adım mesafede salisenin 5te birinde şunlar geçiyor:

 allaam geliyor valla geliyor. şu dükkana girsem acaba görmüş müdür beni. cık olmaz, kaçıyorum zanneder görmüşse. ya görmemişse. konuşmadan geçsem mi. heee miyo konuşmadan geç de ne medeniyetsiz insanmış iyi ki ayrılmışız desin. sen ona neler kaybettiğini göstermelisin.hadi bakim; memelerin füze gibi dimdik, kalça dışarıda, omuzlar sağlam.adet öncesindesin hormonlarının kokusunu alır o, her zamankinden güzel görünüyorsun şu an. kasma kendini, düşünme sadece akışına bırak. selam verirse sen de ver. eski bir sınıf arkadaşınmış gibi hayal et. fevzi gibi düşün mesela, evet öyle düşün. ama fevziyle yattın mı sen? saçma sapan şeyler düşünme ve soru sorma lütfen. asıl konuya odaklan. nefes de al ki bir ara beynine oksijen gitsin.son 3 adım,2,1..

-aaaa, miyo bu sen misiiiin?  nasılsın?

(vay terane vaaaay. vay vefasız, hayırsııııız. ulan bu kadar mıydı be bu kadar mıydı? ne ara unuttun lan beni. çok da değişmedim üstelik aynı saç baş yılladır. dur la, yoksa kilo mu aldım ben. yooo. aynıyım, hala öküz gibiyim. iyi bi şey mi dedi şimdi bu çocuk kötü bir şey mi dedi anlamadım. )

+ay,canım afedersin çok dikkat etmiyorum yürürken de görmemişim seni. iyiyim sen nasılsın?

(höh miyo, leyla gibi geziyorum sokaklarda sensiz deseydin daha iyiydi.)

-valla ben de iyiyim, şu ileride yusuf abinin bir araba işi var da onun yanına gidiyordum. yusuf abiyi biliyosun demi. hani ayşe teyzenin oğlu, bizim komşunun.

(artık nasıl salak bakıyorsan çocuğa miyo, geri zekalı muamelesi de yedin tebrik ederim. evet, çok iyi tanıyorum yusuf abiyi amk. yediğim içtiğim ayrı gitmezdi o zamanlar. teallaaam ya..)

+hımm , öyle mi, selam söyle o zaman. ben de alışverişe çıkmıştım öyle. yarak sarması yapacağım da akşama.hahaa, pardon ya yaprak sarması.

(afferiiiiiiimm öküz miyo, dervişin fikri neyse zikri de o olurmuş. bi çocuğun suratına yarak dememiştin. kesin yanlış anlayacak. kıpkırmızı oldun mu bir baksaydın şu vitrinden. allaaam ölim de kurtulayım şu an. deprem falan olsun, telefon çalsın acele çağrılayım bir yerden, kör olayım inme insin hatta.şu anki utangaç ve kendini beğenmiş gülümsemeyi görmesin yeter ki gözlerim ..)

-önemli değil, dil sürçmesi işte. elif de kase diyemiyor. ben de biliyorsun e harflerini bir garip söylüyorum.

(aynı şey mi amcık onlarla bu. lan bu arada elif de kim. dıııt dıııt miyo, alarm, sevgilisi var ooolum bu çocuğun. trip at hemen trip at. yüksek dozda tripten ölsün it. defolsun gitsin, ne sokak ortasında senin bütün metabolizmanı sikip atıyo sevgilisi varsa.)

+elif,sevgilin sanırım. neyse ben gideyim artık. elif de böyle görmesin bizi bir yerlerden çıkar şimdi, arar falan. ehehe..benle sen sevgiliydik eskiden ya o bakımdan.

(salak salak salak. elf demedi kızım elif dedi, yerden bitme mi mantar gibi çıksın. )

-yok canım bir şey demez o. bizim aramızdakiler geçmiş gitmiş şeyler.

(nereye geçti gitti, nereye. geçmedi bende. hala elim ayağım boşalıyor seni gördüğümde bak. hala miss gibi kokunu alıyorum. hala içimde atlar koşuyor dereler çağlıyor. hala kalbim kaburgama çarpıp sekiyor olduğu yerde. hala sarılıp içime katasım geliyor seni. nerede geçmiş gitmiş. bi geçircem sana göreceksin, züppe, pis, bok kafalı..)

+yani, geçmiş gitmiş tabi. neyse,ben yine de seni.. ben sana ne diycektim ya. şey diycektim sana.

(aha error verdi, güzel beynim dayanamadı bu baskıya.seni çok özledim diyecek dilim, durdurmalıyım onu..deeet, şat ap miyo valla çeneni dağıtırım dersen.düşün, bir şey demelisin çocuk bekliyo.çok iyi gördüm diyecektim. cık bu olmaz. amcamın oğlu sünnet oldu. saçmalama miyo saçmalama.sana bi çay ısmarlayayım, çok hevesli gibi.tırnaklarını mı yiyorsun bir de, dizini sallama anlayacak..)

-ee, söylesene ne olmuş bana?

(bir şeyi de anlasan ölürsün değil mi zaten, gözle kalbin aynası diye boşuna mı demişler. özledim lan seni işte özledim. gittiğin günden beri büyüyor içimde hasret. aklıma geliyorsun sevdiğin şarkıyı duyduğum zaman. birlikte izlediğimiz filmin kitabını okudum, o da güzelmiş. kitaplarda sözler bulurduk da söylerdik birbirimiz , onları özledim. bana dokunmanı özledim, ellerim üşüyor sen gittiğinden beri. anlasana, sana neler söylemek istiyorum da diyemiyorum. sana ne günler biriktirdim, birlikte geçiremediğim. ne olmuş bana diyorsun ha şimdi,ananın amı olmuş sevgilim ananın amı olmuş...)

+seni gördüğüme sevindim diyecektim. ben gideyim hadi görüşürüz.


ne demiş şems:
 olduğu kadar, olmadığı kader...

-

Hiç yorum yok: